Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli iki sorunu; yaşlanan dünya nüfusu ve kronik hastalıklardır. Yaşlanan nüfus sadece sağlık sorunlarını değil, sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunları da beraberinde getirmektedir. Kronik hastalıklar ise, çoğunun inanışlarının aksine, yaşlı ve gelişmiş ülkelerin değil, gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bütün dünyanın büyük sağlık sorunudur.
Avrupa Birliği ile ilgili raporların bu konu ile ilgili sonuçları şöyledir:
1. Doğumdan beklenilen yaşam süresinin uzamaya devam edeceği beklenmektedir.
–Erkeklerde; 2008; 76 yıl, 2060; 84.5 yıl,kadınlarda; 2008; 82.4 yıl, 2060; 89 yıl.
2. AB ülkelerinin nüfus yapısında giderek önemli değişiklikler olacağı beklenmektedir.
–Toplam nüfus; 2008; 495.4 m, 2035; 520.1 m, 2060; 505.7 m.
–65 yaş üzeri nüfus; 2008; 85 m-%17, 2060; 151 m-%29.9.
–80 yaş üzeri nüfus; 2008; 22 m-%4.4, 2060; 61 m-%12.
Ülkemizde de durum pek farklı değildir. TUIK çalışmalarına göre en hızla artan yaş grubu 65 yaş üstü gruptur. TUIK verilerine göre 2012 yılında nüfusun %7.5’i (5.7 milyon) 65 yaş üzerinde iken bu oran 2023 yılnda %10.2 (8.6 milyon) ve 2050 yılında da %20.8 (19.5 milyon) olacaktır.
Bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler hiç vakit kaybetmeden yaşlanan nüfus ve kronik hastalıklarla ilgili ciddi çalışmalara başlamalıdırlar.
Uzayan yaşam süresi ile birlikte 65 yaş üzerindekilerde görülen ciddi infeksiyonların sayısında önemli bir artış olmuştur. Bu yaş grubundaki infeksiyonlar genellikle daha ciddi olup, infeksiyona bağlı ölüm riski daha yüksektir.
Yaşlılarda infeksiyon hastalıkları neden önemlidir? Bunu dört ana başlıkla özetleyebiliriz:
•Mortalite: İnfeksiyon hastalıkları yaşlı hastalarda önemli ölüm nedenlerinden birisidir. Bu nedenle klinisyenler için sorun çıkaran hastalıklar arasında yer alırlar.
•Tanı koyma zorluğu: Yaşlılarda infeksiyon hastalıklarının klasik presentasyonlar sıklıkla görülmez. Atipik semptomlar, belirtiler akla başka sorunları getirirken, infeksiyon hastalıklarında görmeye alışkın olunan ateş, lokalize ağrı veya deri döküntüsü gibi belirtiler de olmayabilir. Bu nedenle infeksiyon hastalıklarının tanısının konulması gecikebilir.
•Tedavide sorunlar: Bu hastalarda erken ve doğru tedavi daha da önem taşır. Antibiotik seçimi çoğu kez empiriktir. Bu nedenle bu yaş grubundaki olası patojenleri ve antibiotik duyarlılık patternlerini iyi bilmek gerekir. Ayrıca seçilecek antibiotiğin, hasta nedenli, farmakokinetiğinin farklı olabileceği akla getirilmelidir.
•Tedaviye cevap, ilaç etkileşimleri: Yaşlı hasta grubunda tedaviye cevabı izlemekte de sorunlar yaşanabilir. Buna ek olarak infeksiyon tedavisinde kullanılan ilaçlarla hastanın başka nedenlerle (kronik hastalıklar) kullandığı ilaçlar arasındaki etkileşim verilen tedavinin etkisini azaltmaya, arttırmaya, yan etkilerini daha ciddileştirmeye veya beklenmeyen yan etkilerin çıkmasına neden olabilir.
Bu yaş grubunda immunolojik sistemde görülen değişiklikler, infeksiyona bağlı semptomların atipik presantasyonu, buna bağlı olarak tanı koymada ve tedavide gecikmeler önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Hastalarda birlikte görülen hastalıklar (comorbidite) ve almakta oldukları ilaçlar (comedication), çoklu dirençli patojenlerin etken olması, yaşlı hastalardaki fizyolojik değişikler nedeni ile tedavide kullanılan ilaçların farmakokinetiğindeki değişiklikler sonuçların daha da kötü olmasına neden olmaktadırlar.
Tüm bu nedenlerden dolayı yaşlılarda görülen infeksiyonların tanı ve tedavisi özel bir ilgi istemektedir. Bu infeksiyonlarda mortalite yüksek olduğu için, özellikle infeksiyon gelişmesinin önlenmesi ve koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Etkin aşı uygulamaları, özellikle çoklu dirençli bakterilerin bulaşımını önleyecek önlemlerin kullanılması çok önemlidir.
Bunlara ek olarak, beraberinde bulunan kronik hastalıkların, diabetes mellitus, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği gibi, kontrol altında tutulması, beslenme sorunlarının en aza indirilmesi, evde ve uzun süreli bakım ünitelerinde hijyenik kurallara uyulması yaşlılarda gelişen ciddi infeksiyonların görülme sıklığını azaltacaktır. Erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu hatırlayarak tanı ve tedavi stratejilerinin, kanıta-dayalı tıp uygulamalarına uygun olarak geliştirilmesi şarttır.
Bütün bu konular tüm ayrıntıları ile “Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği”(BUHASDER) tarafından düzenlenen 5. Tepecik Enfeksiyon Günleri Sempozyumu’nda tartışıldı. “Yaşlılık ve Enfeksiyonlar” Sempozyumu 25-29 Ekim 2013 tarihleri arasında Özdere’de düzenlendi. Bu toplantıyı düzenleyen Doç. Dr. Şükran Köse’yi tüm kalbimle kutlarım. Bu kadar iyi düzenlenmiş, konu ve konuşmacıları dikkatle seçilmiş bir toplantıya az rastlanılır. Bu toplantıya beni de davet ettiği için sevgili Şükran’a tekrar teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.
H. Erdal Akalın
Not: Sempozyum sunumunu “Seçme Sunumlar” bölümde bulabilirsiniz.
Kaynaklar
- Gaétan Gavazzi and Karl-Heinz Krause. Ageing and infection. Lancet Infect Dis 2002; 2:659-666.
- Rosa Bellman-Weiler and Günter Weiss. Pitfalls in the diagnosis and therapy of infections in elderly patients-A mini review. Gerontology 2009; 55:241-249.