Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TIHUD), European Federation of Internal Medicine’ın (EFIM) çok aktif üyelerinden birisidir. Daha önceki yıllarda ilk Avrupa Günü, EFIM Kongresi gibi önemli organizasyonları TIHUD yapmıştır. EFIM’in önemli faaliyetlerinden birisi European School of Internal Medicine’dır (ESIM). Her yıl iki kez, biri sonbaharda, diğeri kışın olmak üzere, üye ülkelerden seçilen iç hastalıkları asistanları bir hafta süre ile bu okulda hem bilimsel toplantılara katılmakta, hem de birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlayacak sosyal aktivitelerde yer almaktadırlar.
Bu yıl ESIM 2012, TIHUD’un önderliğinde 2-8 Eylül tarihleri arasında Kuşadası’nda toplantı. Okulun direktörlüğünü Dr. H. Erdal Akalın, yardımcılıklarını ise Dr. Mustafa Arıcı ve Dr. Mine Durusu Tanrıöver üstlendiler. Okula 21 üye ülkeden 41 asistan katıldı. Uluslararası ve ulusal bilim insanlarının yer aldığı bilimsel aktiviteler konferans, “workshop” çalışmaları, interaktif dersler ve klinik-patolojik konferanslar şeklinde düzenlendi. Buna ek olarak asistan gönderen her ülke bir vaka raporu ve tartışması ile bu aktivitelere katkıda bulundu.
Bu yıl ilk kez “workshop” çalışmalarında bazılarınca “soft science” diye tanımlanan liderlik, kalite ve hasta güvenliği, asistanların tıp öğrenci eğitimindeki rolleri, hekim ve internetten yararlanma gibi konular yer aldı. Katılımcılar bu yeniliği çok beğendiler ve daha fazla zaman ayrılmasını önerdiler.
Bir diğer yenilik olarak da “Knowledge center” adı altında bir poster alanı geliştirildi. Bu alanda da geleceğin hekimliği ile ilgili öngörüler, profesyonelism ve hekimlik, sağlık hizmeti sunumunda verimlilik kavramı ve gereksiz sağlık harcamalarının önlenmesi ile ilgili bilgiler, kalite iyileştirme kavramları yer aldı. Katılımcıların çoğu için oldukça yeni kavramlar olduğu çok açık idi.
Toplantıya katılan bilim insanları ve asistanlarla geçirdiğimiz bir hafta çok yararlı oldu. Gerek bilgi alışverişi, gerekse kişisel arkadaşlıkların ne kadar hızlı geliştiğini görmek bizleri mutlu etti. Bunlara ek olarak hem sağlık sistemlerinde, hem de iç hastalıkları alanında önemli ortak zorlukların olduğunu açıkca saptamış olduk.
Sağlık sistemlerindeki zorlukları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Sağlık harcamalarında tüm Avrupa’da ciddi bir sorun yaşanıyor. Tüm ülkelerde harcamaları kıstlayıcı yaklaşımlar uygulanıyor. Bunların bir kısmı bilimsel, çoğu ise pek birşeye dayandırılamıyor.
- Bazı ülkelerde sağlık sisteminin yönetimde sorunlar var. Daha çok sorun yaşayan ülkelerde kurumların başındaki yöneticiler doktor veya sağlık çalışanı değil! Bu yöneticiler sağlık kurumlarını herhangi bir başka kurum gibi yönetmeye kalkıyor ve oldukça ciddi dirençle karşılaşıyorlar, hekim ve diğer sağlık çalışanlarından. Çoğu da başarılı olamıyor.
- Tüm sağlık sistemlerinde kalite sorunu var. Yeterli klinik sonuç verisi (clinical outcomes) toplanma oranı düşük, bu da kurumların kalite performanslarının ölçümünü zorlaştırıyor. Bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İngiltere’de kalite konusu ciddi bir şekilde ele alınmaya başlanmış.
- Hasta güvenliği konusu ön planda değil, Avrupa ülkelerinin çoğunda. Ama sorun olduğu yavaş yavaş kabul ediliyor.
- İnsan gücü ihtiyacı ve dağılımı farklık gösteriyor. Bazı ülkelerde hekim fazlası var, bazıları hekim açığını başka ülkelerden sağlamaya çalışıyorlar. Hekim göçünün getirdiği sorunlar da çok ciddi. Bazı ülkelerde yabancı doktorlara karşı hastalar ciddi direnç gösteriyorlar. Hekimler de gelen yabancı hekimlerin bilgi ve klinik yeterliliklerini sorguluyorlar. Bir de sağlık insan gücü hesaplanması konusunda ciddi sorular yaşanıyor.
- Hekim ücretleri çok ciddi bir sorun! Tüm ülkelerin asistanları (birkaçı hariç) aldıkları ücretten şikayetçi. Onun ötesinde uzman oldukları zaman alacakları ücretin de yeterli olmadığını belirtiyorlar. Bu arada hemen hiç bir Avrupa ülkesinde asistanlara “nicelik bazlı performans ödemesi” yapılmıyormuş, bize verdikleri bilgi böyle!
- Yaşam-çalışma dengesi büyük sorun. Az sayıda ülkede 8 saatlik çalışma uygulandığını öğrendik. Büyük çoğunluk uzun saatler çalışmakta, hafta sonları çalışma sorunları bulunmakta, bunun düzeleceğine dair de pek umutları yok.
- Ve en önemli konu, eğitim sorunu. Hemen hemen tüm ülkelerde genel olarak tıp eğitiminde sorunlar olduğu belirtiliyor. En iyi lise mezunlarının tıp fakültelerini tercih etmelerine rağmen daha sonra aldıkları eğitimin pek de yeterli olmadığını ifade ediyorlar. Tıp eğitiminde önemli bir değişime ihtiyaç olduğuna inanıyorlar.
İç hastalıkları alanındaki sorunlara gelince,
- Ciddi bir kişilik sorunu var, hemen hemen tüm ülkelerde. Özellikle genel dahiliyeciler ile yan dal uzmanlığı eğitimi almış olanlar arasında.
- Bazı ülkeler genel dahiliyeyi tamamen kaldırmış, doğrudan yan dal uzmanlık eğitimi veriyor (Danimarka gibi). Ama bunu uygulayan ve hastanelerde genel dahiliye servislerini kapatıp, yan dal servisleri kuran ülkeler hatalarını çabuk görüp her şeyi eski haline döndürmeye çalışıyor (İsviçre gibi).
- İç hastalıkları eğitiminde standart yok! Çoğu 5 yıl, ancak bunun nasıl yapıldığı çok farklı. Buna ek olarak asistanlık eğitiminin verildiği yerler arasında da eğitimin kalitesi yönünden önemli farklılıklar olduğu belirtiliyor. Üniversite hastaneleri ile orta-küçük eğitim hastanelerinde alınan/verilen eğitimin çok farklı olduğu dile getiriliyor. Üniversite dışı hastanelerde önceliğin hizmet olduğu ve bunun yeterli eğitimi süresi ayrılmasını engellediği belirtiliyor.
- Klinik beceri eğitiminde büyük sıkıntılar olduğu belirtiliyor.
- Genel dahiliye uzmanlarının yaklaşık yarısı Avrupa ülkelerinde sadece hastanelerde çalışıyor. Birkaç ülke de ise, tam tersine tamamen muayenehane/poliklinik hizmeti sunuyorlar.
Bunlar senelerdir Avrupa toplantılarında tartıştığımız konularla çok örtüşüyor. Ülkemizde de bu sorunların hemen hepsini yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bütün bunların çözümünün bilimsel yaklaşımda olduğuna inanıyorum. Özellikle hastaları ve tüm toplumu çok yakından etkileyecek kararları almadan önce bilimsel çalışmaları, başkalarının başarı ve başarısızlıklarını iyice incelememiz gerekiyor.
Bize bu okulu planlama ve yürütme imkanı verdikleri için EFIM ve TIHUD’a çok teşekkür ederiz.
H. Erdal Akalın
Referanslar