Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporlarına göre kronik hastalıklar dünyada tüm ölümlerin %60’ından (36 milyon kişi) sorumludur. Kronik hastalıkları olan kişilerin %80’i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Ölümlerin %50’si 70 yaş ve altındadır. Bu hastalıkların görülme sıklığı ve ölüm oranları kadın ve erkeklerde eşittir. Amerika Birleşik Devletleri’nde son raporlar erişkin toplumun yarısında (yaklaşık 130 milyon) bir veya birden fazla kronik hastalık olduğunu göstermektedir. Sağlık harcamalarının %83’ü kronik hastalıklara yapılmaktadır.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan Kronik Hastalıklar Raporuna (16 Şubat 2006) göre yaklaşık 22 milyon erişkin bir veya birden fazla kronik hastalıkla yaşamaktadır. Çeşitli uzmanlık derneklerinin yaptığı bilimsel çalışmaların esas alındığı bu rapora göre erişkinlerde hipertansiyon görülme sıklığı %31.4 olup, 15 milyon erişkinde hipertansiyon olduğu varsayılmaktadır. Sonuçları yeni yayınlanan TURDEP-II çalışmasında, Türk erişkin toplumunda diyabet sıklığının %13.7’e ulaştığı görülmüştür. Aynı çalışmada obezite sıklığı %32 bulunmuştur. Dünya Sağlık Örgütünü’nün Sağlık Bakanlığı ve Başkent Üniversitesi’nin birlikte yaptıkları “Hastalık Yükü” çalışmasına dayanarak hazırladığı raporda, Türkiye’de 2002 yılındaki ölümlerin %79’u kronik hastalıklara bağlıdır (346,000/437,000). Ölüm nedenlerinin başında kardiovasküler hastalıklar gelmektedir. Koroner arter hastalıklarının tüm ölümlerin %43’üne neden olduğu bildirilmektedir.
Kronik hastalıkların tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelmesinin yanısıra, sağlık harcamalarında da en yüksek payı almaktadırlar. Sağlık harcamalarının %60-80’i bu hastalıkların tanı ve tedavisi için yapılmaktadır. Özellikle hipertansiyon, diabetes ve kanserli hastaların tedavisi topluma büyük yük getirmektedir. Ülkemizde bu hastalıklara yeterince önem verildiğini söylemek güçtür. Sağlık Bakanlığı konu ile ilgili bazı çalışmalara başlamıştır. Ancak bunların sonuçlarını görmek uzun zaman alacaktır. Özellikle Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin gerçekleştirdiği hipertansiyon ile ilgili çalışmaları (PatenT ve HinT) bazı gerçekleri ortaya koymaktadır. İlk çalışmaya göre erişkin nüfusta yaklaşık 15 milyon kişide hipertansiyon olduğu, bunların ancak %40’nın kan basıncı yüksekliğinin farkında olduğu saptanmıştır. Daha da önemlisi bu hastaların sadece %31’i tedavi edilmekte ve tüm hipertansiflerin ancak %8’inde, tedavi alanların ise sadece %20’sinde kan basıncı istenilen düzeyde bulunmuştur. Kolesterol yüksekliği ile ilgili çalışmalar da benzer sonuçları vermiştir. Bu verilere bakılınca ülkemizde kronik hastalıkların erken tanısınının konmadığı, tanısı konan hastalarda da yeterli tedavinin yapılmadığı akla gelmektedir. Benzer sonuçlar diabetes mellitus ile ilgili çalışmalarda da gözlenmiştir.
Tüm dünyada kronik hastalıkların yönetimi çok zordur. Bu zorlukların başında sağlık hizmetinde sürekliliğin sağlanamaması, parçalı sağlık hizmeti sunumu, etkisiz ve verimsiz sağlık hizmeti ve kronik hastalık yönetiminde koordinasyon eksikliği gelmektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde kronik hastalık yönetimi modelleri geliştirilmiş ve uygulanmaya başlamıştır. Türkiye’de bu çabalar henüz emekleme dönemindedir.
Kronik hastalıklarla mücadele için dört konuya dikkat çekmektedir, Dünya Sağlık Örgütü; Farkındalık yaratma (topluma ve sağlık çalışanlarına yönelik), önleyici-koruyucu önemleri alma, öğretme (eğitim, sağlık okuryazarlığı), erken tanı ve tedavi (kanıta-dayalı rehberlerle) ve rehabilitasyon. Kronik hastalıkların gelişmesinde değiştirilebilen veya önlenebilen en önemli üç risk faktörü vardır:Sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite (eksersiz) ve tütün kullanımı.Yapılan çalışmalar hiçbir şey yapılmazsa 2015 yılında dünyada 1,5 milyar kişinin fazla kilolu olacağını göstermektedir. Aynı yılda Türkiye ile ilgili projeksiyonlar erkeklerin %61, kadınların ise %77’sinin fazla kilolu olacağını belirtmektedir. Bugün dünyada 5 yaş altında 22 milyon çocuk fazla kiloludur. Tütün kullanımı her yıl dünyada 5 milyon ölüme neden olmaktadır. Yetersiz fiziksel aktivite bir çığ gibi büyümektedir. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre, en önemli üç risk faktörü(sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve tütün kullanımı) elimine edilebilirse,kalp hastalıkları, tip 2 diabet ve inme %80 oranında, kanser gelişmesi de %40 oranında önlenebilir.
Kronik hastalıklardan korkmayalım, ama zaman geçirmeden bu konuyu ciddiye alalım, nasıl yöneteceğimize karar verelim.
Konu ile ilgili son raporlar:
Living well with chronic illness: A call for public health action. Committee on Living Well with Chronic Disease: Public Health Action to Reduce Disability and Improve Functioning and Quality of Life; Institute of Medicine, The National Academies Press, Washington, D.C., 2012.
Global Status Report on Noncommunicable Diseases 2010. World Health Organization, April 2011.
H. Erdal Akalın