Tanı Hataları (Diagnostic Errors): Önemli Bir Hasta Güvenliği Sorunu

DSCN2643_2

Bir hastanın sağlık yolculuğu “tanı koyma” veya “tanı alma” ile başlar. Yapılan çalışmaların sonuçları, konulan her 10 tanıdan 1’inin yanlış olduğunu, geç konulduğunu veya “atlandığını” göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde “tanı hataları” nedeni ile yılda 40,000-80,000 hastanın öldüğü ileri sürülmektedir. Bu nedenlerden dolayı “National Patient Safety Foundation” (Ulusal Hasta Güvenjiği Vakfı) (NPSF)ve “Society to Improve Diagnosis in Medicine” (Tıpda Tanı Koymayı İyileştirme Derneği) (SIDM) bir araya gelerek, “Hasta Güvenliği Haftası” (2-8 Mart 2014) için “Tanı Hataları”nı haftanın konusu olarak seçti. Amaç, klinisyenleri, sağlık sistemlerini, hasta ve tüketicileri konu ile ilgili bilgilendirmek ve bu konuya daha fazla önem vermelerini sağlamak!

Tanı Hataları”nın sözlükteki karşılıkları şunlar:

1. Bir hastalığın nedeni ile ilgili karar verme hatası, (The Free Dictionary),

2. Klinik muayene ve teknik tanısal süreçlerden sonra yanlış tanı konması (Reference.MD).

“Tanı Hataları”nın görülme sıklığının %10-15 arasında olduğu ileri sürülmektedir. Otopsi çalışmalarında klinik tanının yanlış olma sıklığının %10-20 arasında olduğu gösterilmiştir. Hasta ve hekim anketlerinde ilginç sonuçlar alınmıştır. Hastaların üçte biri kendilerine konan tanının yanlış olduğunu ileri sürerken, çocuk hekimlerinin ayda en az 1 veya 2 kez tanı hatası yaptıklarını belirttikleri rapor edilmiştir. İç hastalıkları uzmanlarında yapılan bir çalışmada, sık görülen hastalıkların (KOAH, RA gibi) tanısını koymada %13  hata yapıldığı gösterilmiştir. Bir başka çalışmada mamografide meme kanserlerinin %10-30’unun atlandığı saptanmıştır. Laboratuvar testlerindeki hataların tanı hatalarına neden olan en önemli faktör olduğu ileri sürülmüştür. Bütün bunlara rağmen tanı hatalarının hekimler tarafından gönüllü olarak rapor edilme oranları çok düşüktür, %0.5!

SIDM daha iyi tanı konulabilinmesi için çok önemli bir dizi önerilerde bulunmaktadır. Bu önerilerine web sitelerinden kolaylıklar ulaşılabilir. Ancak önemli ve ciddi sonuçlar doğurabilecek tıbbi hataları önleyebilmek için farkındalığı arttırmak, gönüllü rapor etmeyi teşvik etmek, başta “checklist”ler olmak üzere süreç iyileştirme yöntemlerini kullanmak, cezasız bir ortam sağlamak, tüm düzeylerde konuyu eğitim programlarının içine almak ve en önemlisi hastaya zaman ayırmak gerekmektedir. Umarım ülkemizde de en kısa zamanda hasta güvenliğinin bu önemli konusu ile ilgili çalışmaların başlatıldığını görürüz.

Hasta Güvenliği konusunda bir diğer önemli çalışma da “Patient Safety Movement” (Hasta Güvenliği Hareketi) tarafından yayınlandı. Bu “Hareket”in amacı “2020 yılında Önlenebilir Nedenlere Bağlı ‘0’ Ölüm”! Yapılan çalışmalar her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde en az 200,000 kişinin “Önlenebilir Nedenlerden” dolayı öldüğünü göstermektedir. Bu sayının “0” olması için neler yapılması gerektiği grubun web sitesinde kanıta dayalı çalışmalar eşliğinde sunulmaktadır.

Patient Safety Movement” ve “Joint Commision, Center for Transforming Healthcare” ortaklaşa yaptıkları çalışma sonrasında 2014 yılının en önemli 10 “Hasta Güvenliği” konularını belirlediler. Liste aşağıda sunulmuştur.

  1.  Sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonlar (healthcare-associated infections). Hala yılda 100.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır bu infeksiyonlar.
  2.  Cerrahi komplikasyonlar. Unutulan alet, edavat, sponge, yanlış taraf cerrahisi gibi sorunların artık görülmemesi gerekiyor.
  3.  Nöbet değişimlerinde hasta ile ilgili iletişim eksiklikleri (handoff communications). Hem hekimlerin hem de hemşirelerin çalışma süreleri bitimindeki değişimde görülen iletişim eksiklikleri minör veya major tıbbi hatalara ve buna bağlı hastanede yatış süresi uzaması, maliyetlerde artış, nadiren de ölümlere  neden olabilmektedir.
  4.  Tanı hataları. Yukarda da bahsettiğimiz gibi, tanı hataları tıbbi hatalar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Yanlış tanı, yanlış tetkiklere, yanlış tedaviye ve sonuç olarak hastanın ciddi zararlar görmesine neden olabilmektedir.
  5.  İlaç hataları (medication errors). Özellikle birden fazla hastalığı veya sorunu olan hastalarda ilaç yan etkileri ve etkileşimleri ciddi tıbbi sonuçlara neden olmaktadır.
  6.  “Hasta Güvenliği Kültürü” geliştirmede başarısızlık. Kuvvetli bir hasta güvenliği kültürü gelişen sağlık kurumlarında tıbbi hata oranlarının azaldığı gösterilmiştir.
  7.  Elektronik hasta kaydı sistemlerinin birbirini görmemesi. Bugünün ileri teknolojilerini kullanan sağlık kurumlarının en önemli sorunlarından birisi, sistemlerin birbirlerini görmemesi ve istenilen, beklenilen sinerjinin elde edilememesidir. “Interoperability”nin olmaması tıbbi hataların azalması veya önlenmesinde önemli bir engeldir.
  8.  Hasta düşmeleri ve yaşlılık ile gelen diğer sorunlar. Yaşlanan nüfus ve beraberinde gelen sorunlar sağlık kurumlarının bundan sonra önem vermesi gereken konuların birisi olacaktır, olmuştur. Bu yaş grubunda başta düşme olmak üzere, tüm sorunları önleme ile ilgili önlemler alınmalıdır.
  9.  Daha iyi tedavi yöntemlerinin seçimi. Doğru tanı konduktan sonraki en önemli adım hastaya uygun tedavinin seçimidir. Daha iyi tedavinin seçilebilmesi için hasta odaklı bir yaklaşım gerekmektedir. Gereksiz testler veya “gereğinden fazla tedavi” hastaya zarar verebilir.
  10. “Alarm” yorgunluğu. Özellikle yoğun bakımda monitorize edilen hastaların fizyolojik verilerindeki değişiklikler “alarm” sistemlerine bağlı olarak izlenmektedir. Yapılan çalışmalar bu uyarıların %85-99’unda her hangi bir klinik girişime ihtiyaç olmadığını göstermiştir. Ancak buna bağlı gelişen yorgunluk sonucu, gelişebilecek sentinel olayların atlanması ölümle sonuçlanabilir.

Görülüyor ki, “Hasta Güvenliği” konusunda yapılacak daha pek çok iş var. Ülkemizde bu konuların sadece tartışılıyor olduğunu görmekteyiz. Uygulamaları ve bunların sonuçları ile ilgili, hiç olmazsa benim bulabildiğim her hangi bir veri yok.  En kısa zamanda belli kriterlerle verilerimizi toplamalı ve önceliklerimizi belirlemeliyiz. “Hasta Güvenliği” ve “Tıbbi Hatalarda 0 Hedefi” konularını, her düzeyde sağlık çalışanı yetiştiren kurumlarımızın ders programlarına yerleştirmeli ve sürekli profesyonel gelişim eğitimlerinin de bir parçası yapmalıyız.

H. Erdal Akalın

İlgilenenlere Öneriler

“National Patient Safety Foundation”.

www.npsf.org/

“Society of Improve Diagnosis in Medicine”. www.improvediagnosis.org/

“Patient Safety Movement”. http://patientsafetymovement.org/

Mark L Graber. The incidence of diagnostic error in medicine. BMJ Qual Saf 2013;22:ii21ii27. Downloaded from qualitysafety.bmj.com on February 24, 2014.

Yun Wang, Noel Eldridge, Mark L. Metersky, et. al. National Trends in Patient Safety for Four Common Conditions, 2005–2011. N Engl J Med 2014;370:341-51.

 

Ali S Saber Tehrani, HeeWon Lee, et al. 25-Year summary of US malpractice claims for diagnostic errors 1986–2010: an analysis from the National Practitioner Data Bank. BMJ Qual Saf 2013;22:672-680

Ask Me 3

www.npsf.org/askme3.

Not: Sitedeki konu ile ilgili diğer yazıları da ilgilenenlere öneririm.

You might also like