Her yıl 14. Mart Tıp Bayramı kutlamaları yapılır. Çoğu konuşmacının değindiği gibi kutlanacak birşey varmış gibi! Daha önceki yazılarımdan birisine böyle başlamış idim. O zaman Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı idim. Daha çok iç hastalıkları uzmanları ile ilgili bir yazı yazmış idim.

Bu sefer daha geniş kapsamlı değinmek istiyorum geleceğin hekimlerini bekleyenlere! Bugünü tartışmak, sorunları deşmek ve belki de çözüm önerilerinde bulunmak güzel birşey. Ancak gelecekte neler olabileceğini öngörüp, ona göre hazırlanmak da gerekli! Ben de yazyınlanmış bazı yazıları sizlerle paylaşmak istedim, geçmiş 14 Mart nedeni ile.

 

Geleceğin hekimleri grubuna bugünden itibaren en az 20 yıl sağlık hizmeti sunacak hekimler giriyor. O nedenle bu öngörüler sadece bugün tıp fakültelerinde okumakta olacak doktor adaylarını değil, halen hizmet veren genç ve de orta yaşlı hekimleri de ilgilendiriyor.

 

Geleceğin hekimlerini etkileyecek eğilimler nelerdir?

Bunu birkaç başlık altında tartışmakta yarar var. Sağlık sisteminin beklentileri ile hastaların beklentileri arasında önemli farklar olabilecektir.

 

Sağlık sisteminin beklentileri: “Önemli olan kalite”

–Geleceğin klinik uygulamalarında en önemli beklenti kalite iyileştirme olacaktır. Hasta memnuniyeti başta olmak üzere, klinik sonuçlar ve verimlilik ön plana çıkacaktır.

Hekim performansı “parça başı” veya “hizmet karşılığı” değil, klinik sonuçlar, hasta memnuniyeti ve verimlilik bazlı kriterlere göre belirlenecektir.

–Geleceğin hekimleri kanıta-dayalı rehberlere bağlı kalacak, hastalarına yararlılıkları ispat edilmiş yöntemlerle tanı koyup tedavi edeceklerdir. Bu yaklaşım klinik uygulamalardaki farklılıkları en aza indirip, daha verimli bir sağlık hizmeti sunumunu da sağlayacaktır.

–Kalite iyileştirme programları olarak, kronik hastalık yönetimi, hasta-odaklı sağlık hizmeti sunumu gibi bugün yeni yeni başlayan yöntemler yaygın olarak uygulanacaktır.

-Performans kriterleri ve kalite iyileştirme kriterleri hekimlerin günlük aktivitelerini etkileyecektir.

 

Sağlık hizmeti sunumu takımları:

–Geleceğin en önemli sorunu kronik hastalıklar olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerde bundan sonraki en önemli sağlık sorununun kronik hastalıklar olduğunu bildiren raporunu yayınlamıştır (Bakınız: Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar).

–Kronik hastalıkların yönetimi ile ilgili yeni yaklaşımlar geliştirilmektedir. Bunların arasında “hastalık yönetimi”, kronik hastalık odaklı “sağlık evleri” modeli, hesap verebilir sağlık kurumları gibi modeller yer almaktadır.

–Bu yaklaşımların hepsi sağlık hizmeti sunumunda “takım” kavramını ön plana çıkarmaktadır.

–Geleceğin hekimlerinin “takım oyuncusu” ve “takım lideri” rolünü oynaması beklenmektedir.

 

Duygusal sahiplenme ve liderlik:

–“Duygusal sahiplenme” nedir? Klinik uygulamalar sırasında yaptıklarını ve hastalarını sahiplenme!

–Nasıl ifade edilir? “Benim hastam”, “benim kliniğim”, “benim uygulamam”.

–İntegre sağlık sistemi buna izin vermemektedir. Gelecekte bu tür“duygusallıklar” daha da azalacaktır.

–Hekimler şimdiden tüm dünyada “sistemin çalışanları” haline gelmişlerdir.

–Geleceğin hekiminin “duygusal sahiplenme” kavramına yeni bir çözüm bulması gerekmektedir. Yoksa “mesleki doyum” yok olabilir.

–Geleceğin hekimlerinin “tüketici-bazlı” sağlık sistemi değişiminde bir şekilde“liderlik” koltuğuna yeniden oturup, bazı kavramların yok olmasını engellemesi gerekmektedir.

 

Sistemin Çalışanları Kavramının Getirecekleri:

-İş güvencesi sorunu,

-Hekim  ücretlerinde düşüş,

-Nöbet sistemi güçlükleri,

-Profesyonel otonomi kaybı.

 

Hasta beklentileri: “Araştırmacı tüketici”

–Geleceğin hastalarının hekimlerinden beklentileri çok daha fazla olacak. Hastalar,klinik uzmanlık alanında mükemmellik, yeni bilgilerin uygulanması, verilen hizmetin klinik kalitesi ve değerini sorgular durumda olacaktır.

–Hastaların daha büyük bir kısmı, hekimlerinin sağlık sorunlarının çözümünde ortakları olmasını isteyecektir. Karar alma mekanizmasında birlikte davranmayı tercih edeceklerdir. İletişim çok önemli hale gelecektir.

–Hasta ve hasta yakınlarının hekime daha fazla soru sordukları, daha bilgili geldikleri görülecektir. Burada iki önemli kaynak olacaktır: İnternet ve ilaç firmalarının bilgilendirme kaynakları.

–Hekimlerin hasta ve hasta yakınlarına doğru bilgi vermeleri için daha fazla zaman ayırmaları gerekecektir. Hasta ve toplum eğitimi çok önemli olacaktır.

Elektronik hasta kayıt sistemlerine hastaların da erişebilmesi ile hastalık yönetimi de sadece hekim tarafından değil, hasta ile ortak olacaktır. Bu da hekimin sürekli EHK sistemine göre güncel bilgilere sahip olması gerekliliğini getirecektir.

 

Bu konuların bir kısmı ülkemiz hekimlerince de çok yakından yaşanmaktadır. Daha önceki yazılarımdan birisinde (Bakınız: Sağlık Sistemlerini Bekleyen Zorluklar) uluslararası bir toplantının özetini vermiştim. Orada tartışılan sorunların hepsinin ülkemizde de yaşanmakta olduğunu açıkça görebiliriz. Bu yazıda da bahsettiğim değişim, bizleri bundan sonraki yıllar içinde beklemektedir. Yavaş veya hızlı, zor veya kolay bu değişimi yaşayacağımıza inanıyorum. Önemli olan bu değişime hazırlıklı olmak, hastalar ve hekimler için en iyi ve uygun çözümü bulabilmektir.

 

İlgilenenlere Öneriler:

The future for physicians, Greg Hart, Health Care, Spring 2006.

Scientific Foundations for Future Physicians, AAMC—HHMI, 2009.

Neufeld et.al. Educating future physicians for Ontario. Acad Med 1998;73:1133-1148. 

 

H. Erdal Akalın

You might also like